Petrol türevli plastiklerin çevreye verdiği zararlardan dolayı dünyada biyoplastik üretimi hızla artıyor.
Yenilebilir biyokütle kaynaklarından elde edilen biyoplastiklere bir yenisi İzmir'den eklendi.
Çevre ve insan sağlığına zararsız bir ambalaj malzemesi geliştirmek üzere çalışma yürüten İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altınkaya ve ekibi, süt endüstrisinde yeteri kadar değerlendirilmeyen peynir altı suyuna odaklandı.
Protein oranı yüksek olduğu için enerji içeceklerinde de kullanılan peynir altı suyunun tozunu mısır proteiniyle birleştiren Antınkaya ve ekibi, esnek ve dayanıklı bir ham madde geliştirmeyi başardı.
Ortaya çıkan ambalaj malzemesi, testleri başarıyla geçerek 4 yıllık süreç sonunda patentle koruma altına alındı.
Esnekliğe ve dayanıklılığa "mısırlı" çözüm
Altınkaya, Avrupa'da petrol türevli plastiğe karşı başlayan akımın bütün dünyaya yayıldığını söyledi.
Türkiye'nin de bu rüzgardan etkilendiğine işaret eden Altınkaya, "Petrol türevli plastiklerin geri dönüşümü bir çözüm olarak öne sürülüyor ancak bu tam olarak bir çözüm değil. Çünkü plastiği geri dönüştürürken atmosfere karbondioksit yayarak küresel ısınmaya katkıda bulunuyorsunuz." dedi.
Bundan dolayı dünyada kabul gören çözümün doğada kolaylıkla parçalanabilen biyoplastiklerden ambalaj üretimi olduğunu belirten Altınkaya, bu kapsamda bir ürün ortaya çıkardıklarını dile getirdi.
Türkiye'de bol miktarda üretilen bir ham maddeyi katma değeri yüksek bir ürün olan gıda ambalajına dönüştürmeyi hedeflediklerini ve bunu başardıklarını söyleyen Altınkaya, şunları kaydetti:
"Biz bu projeye başladığımızda önümüzde 2 sorun vardı. Biri ambalajın dayanıklı olmasını sağlamak. Yani yırtılmaması, esneyebilmesi gibi. İkincisi de ambalajın nem geçirgenliğini kontrol edebilmek. Pek çok gıda için nem ortamını koruyabilmek ambalaj performansı açısından oldukça önemli bir husus. Örneğin taze meyve sebzeyi ambalajlıyorsanız su kaybını engellemeniz gerekiyor. Bisküvi gibi kuru gıdaları ambalajlıyorsanız su almasını engellemeniz gerekiyor. Bütün biyoplastiklerde olan bu dezavantaj peynir altı suyundan elde edilen ambalaj için de geçerliydi. Biz burada nano teknolojinin sunduğu fırsatlardan yararlandık. Etik ilkelere bağlı kaldık. Biz yaptığımız bu çalışmada peynir altı suyunun tozunu aldık. Onu suda çözdük. Yine içine tamamen biyolojik kaynaklı olan bir mısır proteinden elde edilmiş nano tanecikleri ilave ederek iki sorunu ortadan kaldırdık."
Ortaya çıkan ürünün tamamen doğal olduğunu belirten Altınkaya, "Uluslararası kuruluşlara göre bizim geliştirdiğimiz ambalajda kullandığımız bütün malzemeler yenilebilir, tüketilebilir malzemeler. Bu ambalajdan gıdaya raf ömrü sırasında herhangi bir şey geçse bile bunun tüketiminde bir sıkıntı olmayacak." dedi.
"Türkiye'de yılda 5 milyon ton peynir altı suyu çıkıyor"
Ürünün henüz laboratuvar boyutlarında üretildiğini, bundan sonraki etapta ekonomik boyutun irdelenmesi ve daha büyük ölçütlerde üretimin gerçekleşmesini hedeflediklerini dile getiren Altınkaya, konuya yatırımcıların ilgi ve desteğini beklediklerini bildirdi.
Türkiye'de 2018'de 756 bin ton peynir üretildiğini, 1 kilogram peynir üretmek için ortalama 10 litre süt kullanıldığını anlatan Altınkaya, "Bu sütün yüzde 80'i üretim esnasında peynir altı suyu olarak bir kenara ayrılıyor. Bir hesap yaptığınızda yaklaşık 5 milyon ton peynir altı suyu ortaya çıkıyor. Ambalaj malzemesi olarak çok ciddi bir potansiyel mevcut." diye konuştu.
Kaynak: AA
No comments:
Post a Comment